Bazen bir maç yalnızca bir kupa finali değildir…
Bazen bir maç, yılların emeğinin, büyük rekabetlerin, saygının ve tutkunun sahaya yansıdığı bir gösteri olur. İşte Ankara’da oynanan Türkiye Kupası finali tam da böyle bir karşılaşmaydı.
Bir yanda Avrupa ve dünya voleyboluna adını altın harflerle yazdırmış VakıfBank…
Diğer yanda Türk spor tarihinin en köklü kulüplerinden biri olan Fenerbahçe…
Sahada sadece iki takım değil, iki büyük voleybol ekolü karşı karşıyaydı. Maç başlamadan önce bile salonda “bir Avrupa finali” havası hissediliyordu.
VakıfBank, mücadelenin ilk düdüğünden itibaren sahada fırtına gibi esti. Bošković’in etkileyici hücumları, takım savunmasındaki disiplini ve kazanma alışkanlığıyla Fenerbahçe’ye adeta gözdağı verdi. İlk iki seti alan sarı-siyahlılar, kupayı ne kadar istediklerini ortaya koydu.
Ama voleybol bir "takım oyunu”dur…
Fenerbahçe, yıldız oyuncusu Vargas’ın öncülüğünde ayağa kalktı. Kaliteli servisler, etkili pas organizasyonları ve müthiş bir mücadele ruhuyla maçı geri getirdiler. 3. ve 4. setlerde izlediğimiz oyun, Türk voleybolunun geldiği noktayı gösteren en net tabloydu.
Final seti… İşte orası bir destandı. VakıfBank 4–0 öne geçtiğinde birçok kişi kupanın adresinin belli olduğunu düşündü. Ama Fenerbahçe “pes etmek” kelimesini literatürüne almamış bir takım. Vargas’ın kritik servisleri, ortadan yapılan ataklar ve takım ruhu devreye girdi. Sarı-lacivertliler, maçı çevirerek 3–2 kazandı ve kupayı müzesine götürdü.
Bu zafer sadece bir kupa değil…
Aynı zamanda Türk voleybolunun geldiği noktayı, rekabetin seviyesini ve bu sporun ülkemizde ne kadar sevildiğini gösteren güçlü bir mesajdı.
Ve bir parantez açmak istiyorum: Ankara taraftarına…
Başkent her zaman bu spora sahip çıktı. Milli takım maçlarında, lig finallerinde, kupalarda tribünleri dolduran, oyuna ruh katan o kitle yine sahadaydı. Bu atmosferi yaratan, takımlarına sonuna kadar destek veren Ankaralı voleybolseverlere kocaman bir teşekkür borçluyuz.
Bu finali unutmak kolay olmayacak.
Çünkü bu sadece bir kupa finali değildi…
Bu, Türk voleybolunun kalbinin Ankara’da attığı bir geceydi.








