Mintonette’nin gazete kısmını kapatıp site döndüğümüzden beri köşe yazısı yazma konusunda hep geride duruyordum ama artık köşe yazılarına dönüş yapma zamanımın geldiğine karar verdim.
Artık ligin sonuna gelirken gündem iyice hareketlendi. Yavaş yavaş sezonun şampiyonlarını belirliyoruz.
Kupa Voley heyecanı bu sene erkeklerde Rize’de, kadınlarda ise İzmir’de yaşandı.
Önce Fenerbahçe Medicana erkek takımının şampiyon olduğu Rize’den başlayalım, sıcak bir atmosferde oynandı maçlar. Halkın ilgisi oldukça fazlaydı taa ki ilk maçta yaşanan elektrik kesintisi ve spotların sönüp yeniden ısınana kadar geçen süre diğer maçı uzatana kadar. Ramazana denk gelmesi sebebiyle iftar saati maç bitmeden salon boşalmış oldu. Bunun yanı sıra öğrencilerin yoğun ilgisi vardı, öğrendiğimiz kadarıyla Perşembe günü okullara talimat verilmişti ve öğrenciler de salondaydı. Rize’de hem yönetimin hem seyircinin ilgisi umarım karşılıksız kalmaz ve en yakın zamanda şehirde bir voleybol takımı adını üst liglerde duyurur.
Gelelim maçlara birbirinden zevkli maçlar izledik. Şampiyon Fenerbahçe’de Ngapeth fark yaratıyor. Nerde nasıl oynayacağını bilen ender oyunculardan, onu izlemek ayrı bir keyif veriyor. Açıkçası sene başı takımın pek tadı tuzu yoktu ama yıldız oyuncu takıma neşe getirmiş. Yiğit ve Kaan’ın katkısı artı değer katıyor. Arkas ile ilgili bir not da vereyim sanki Efeler’e bir kupa ile veda etmek istiyorlar gibi. Bu da onlar da ister istemez bir baskı yaratıyor.
Erkeklerin ardından bu kez Axa Sigorta Kupa Voley kadın maçlarındaydık. Beklendiği gibi ikin gün İzmir seyircisi salonu doldurdu. Salon voleybola uygun mu tartışılır İzmirli bir çok arkadaşımdan maçları doğru düzgün izleyemedikleri yönünde sitemler duydum. Ben saha içinden izlediğim için yukardan nasıl gözüküyordu bunun takdirini izleyicilere sormak gerekiyor.
Maçlara gelince Türk Hava Yolları ilk gün Fenerbahçe’yi açıkçası elinden kaçırdı. Bence beklemedikleri kadar dirençli bir Türk Hava Yolları ile karşı karşıya geldi sarı-lacivertliler. Oyuna bir türlü tam anlamıyla giremediler ama tabii ellerindeki kadro da o kadar yetenekli oyuncular var ki maç içinde tecrübe ve yetenek ön plana çıktı.
İkinci maçta bu sezon bir türlü istediğini bulamayan antrenörü ile yollarını sezon bitimine yakın ayıran Eczacıbaşı ile VakıfBank’ı izledik. Açıkçası Eczacıbaşı bu sezon olmadığı kadar diriydi. Yaprak Erkek olağan üstü bir performans sergiledi ve boskovic’e çok yardım etti. Hem serviste hem defansta hem hücumda çok iyi bir iş çıkardı. Böyle olunca da VakıfBank’ın direnci kırıldı ve Eczacıbaşı maçı alarak finale yükseldi. Finalde de Fenerbahçe’ye karşı kötü değillerdi ama Türk Hava Yolları maçını anlatırken söylediğim etken Eczacıbaşı karşısında da 3-0’lık bir galibiyete sebep oldu. Fenerbahçe’de etkili servisler kritik anda gelen bloklar ya da hücumlar sarı-lacivertlilerin elini çok rahatlatıyor. Kendine güvenen bir takım var. Oyunculardan biri dursa diğeri o açığı hemen kapatıyor.
Şimdi final serisi başlıyor ve heyecanla takımların performansını izleyeceğiz.
Yakında yeniden görüşmek üzere…
Begüm Doğanay
Süper bir özet