VakıfBank’ın başarılı pasörü Sultanlar Ligi’nin MVP’si Cansu Özbay ile bir araya geldik ve hem sezonu hem de Şampiyonlar Ligi’ni değerlendirdik.
İşte Cansu Özbay röportajımız…
Sezona sakatlıkla başladın o süreç senin açından nasıl geçti?
Çok zorlayıcı bir süreçti fiziksel anlamda ayrı, mantel olarak ayrı zorlandığım bir süreçti. Çünkü ayağımın tam altı olduğu için beni çok zorladı ama en sonunda doktorlarım ve fizyoterapistlerimle birlikte iyileşmeyi başardık.
Sakatlıktan sonra takıma adapte olma süreci nasıldı?
Takıma adapte olmakta dürüst olmak gerekirse çok zorlanmadım sadece eski performansıma kavuşabilecek miyim endişesi vardı içimde. Çünkü o kadar süre koşmayıp, ısınma hareketleri yapmayınca bütün kaslarımın gittiğini söyleyebilirim. Ama sonunda çalışarak onu da hallettik.
Yenilenmiş bir VakıfBank vardı bu sene, hem de çok genç bir takım olmuştunuz. Sahadaki sinerjiyi nasıl yakaladınız?
İlk başlarda açıkçası takım içinde çok zordu bir uyum yakalayabilmek. Çok ayrı ayrı oynadığımızı düşünüyorum ama bu bencillikle alakalı değil tam tersi çok yeni bir oluşum olduğu içindi. Ben de zaten ilk yarıda pek oynayamadım ama sonrasında takım her zaman her an çok iyi anlaşan bir takımdı aslında saha dışında özellikle. Ben bunun bizi saha içinde de olumlu manada etkilediğini düşünüyorum. Sonrasında her antrenman her maç takımın üzerine koyduğunu gördüm. Kesinlikle şu an kim hayır derse yalan söylemiş olur, bizim şampiyon olacağımızı hiç kimse sezon başında düşünmüyordu. Belki biz bile düşünmüyorduk bu kadarını. Çok güzel bir ivme yakaladık tabii ki Guidetti Giovanni önderliğinde en iyi şekilde hazırlandık.
Şampiyonluğa gelelim 3-0’lık bir seri bunu gerçekten kimse beklemiyordu. Daha çekişmeli geçeceğini düşünmüştük. Vakıfbank o seriye nasıl hazırlandı?
Giovanni’nin antrenmanları gerçekten blok-defans üzerine kuruluydu. Çünkü onların inanılmaz atakçıları var bunu hepimiz biliyoruz. Her şekilde çok iyi bir takımlar, orta oyuncuları olsun pasörleri olsun her haliyle bütün bir takımlar. Sistem dışı topları bile çok iyi bir şekilde öldürebilen smaçörleri var. Biz genel olarak blok defans üzerine çalışmıştık ve bunu sahada çok güzel uyguladık. Blokta gerçekten onlara karşı iyi iş çıkardık. Serinin 3-0 bitmesini biz de beklemiyorduk. Ama dediğim gibi çok güzel bir takım oyunu ortaya koyduk. Fenerbahçe’yi de tebrik ediyorum. Takımımızı da tebrik ediyorum çünkü sahada bambaşka bir VakıfBank vardı.
Markova ve Van Ryk inanılmaz bir sezon geçirdiler. Pasör olarak onlarla oynamak nasıldı?
Şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü Markova çok yüksek bir oyuncu attığım her topu öldürebiliyor Kiera da aynı şekilde bence sezon başından beri kendini inanılmaz derecede geliştirdi ve çok katkı sağladı tüm maçlarda. Çok güzel karakterleri var çok iyi insanlar. Onlarla takım arkadaşı olduğum için çok mutluyum.

Gabi’yi de analım sahada çok güven veren bir oyuncuydu, Markova sence Gabi’nin yerini doldurabildi mi?
İkisini asla kıyaslamak istemiyorum. Çünkü ikisi bambaşka oyuncu. Yerleri çok farklı. Ama Markova’nın şu an işini en iyi şekilde yaptığını düşünüyorum Gabi’den bağımsız olarak. Gabi bambaşka bir oyuncu 5 yıl oynadı burada, şu an Markova inanılmaz işler yapıyor burada. İkisinin de yerinin bambaşka olduğunu söylemeliyim. Marina ortaya inanılmaz bir performans koyuyor şu an VakıfBank’ta.
Şampiyonlar Ligi var önümüzde son bir dönemeç. VakıfBank’ı neler bekliyor orada?
Çok zorlu bir yarı final bekliyor bizi Scandicci’ye karşı. Çok iyi hazırlanmamız gerekiyor çok da günümüz kalmadı. Elimizden geldiğince taktiksel anlamda da hazırlanmaya çalışıyoruz o maça. Umarım ki kazanan taraf biz oluruz ama her sayının aşırı zor olduğu bir maç bizi bekliyor. Çok çok iyi hazırlanmamız lazım.

İnanılmaz bir enerjin var maçta kendini o kadar çok veriyorsun ki sahaya bu dışarıdaki herkese yansıyor diye düşünüyorum. O hırs o kazanma isteği normalde çok sakin duran bir Cansu sahada devleşiyor, neler hissediyorsun o anlarda?
Ben maçı yaşıyorum aslında kendi içimde. Her sayıda çok hem bu hırsımdan kaynaklı hem de sahaya girdiğimde sizin de dediğiniz gibi dışarda sakin olan Cansu bambaşka bir insana dönüşüyor. Bunu çok kelimelerle anlatamam ama maçı yaşadığım için o sevinçlerim enerjim yansıyor. Takım arkadaşlarıma pasör olarak o enerjiyi vermem gerektiğini de düşünüyorum. Her top benim elimden çıkıyor olsa da sayıyı alan oyuncular onlar. Ben de elimden geldiğince onlara destek olup moral verip oynatmaya çalışıyorum. Ben de mutluyum bu güzel yorumlarınızdan dolayı çünkü beni çok mutlu ediyor seyirciye bu enerjiyi yansıtıyor olmak.
Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline geri dönecek olursak 3-0 mağlup olduğunuz bir maçın ardından çok zor bir iş başarıp ikinci maçı ve altın seti aldınız. Burada Giovanni’nin disiplininden de bahsetmek gerekiyor herhalde.
Evimizde 3-0 yenildikten sonra Burhan Felek’te ilk seti verip sonra 4 seti kazanmak bence unutulmayacak maçlar listesine girdi bizim için. Psikolojik olarak ayrı, fiziksel olarak ayrı zor bir maçtı bizim için. Çünkü 5 setlik bir maç oynadık ve bir set daha verseydik final-fourun dışında kalıyorduk. Tabii ki Giovanni bizi kampa soktu arkadaşlarımızla birlikte toplantılar konuşmalar ama bunlar bir yere kadar bence. En önemli şey o sahada ne kadar çok kendini ortaya koyduğun ve sahaya ne verdiğin. Çünkü gerçekten voleybol çok garip momentum sana geçtiği zaman onun karşı tarafa tekrar geçmesi çok zor oluyor ve biz o maçta ikinci setle beraber onu yakaladığımızı düşünüyorum. Ayrıca kritik noktaları da çok iyi oynadık ve maç yine unutulmazlar arasına girdi.
MVP seçilmem için neler söyleyeceksin?
Sultanlar Ligi’nde sanırım MVP seçilen ilk pasör benim. Ben tüm arkadaşlarıma vermek isterdim o ödülü çünkü bence bu ödül hepimizin.
Evet belki be çok iyi oynadım, çok güzel şeyler yaptım eski Cansu performansındaki gibi oynadım ama onlar olmasaydı tabii ki bu ödülü alamazdım çünkü dediğim gibi en son noktayı koyan onlar aslında bir noktada paslarıma.
Dediğim gibi benim için bu zorlu sezonun MVP ile noktalanması bambaşka. Umarım nice ödüllere.









